Cari Açık ve Cari Açığın Finansmanı Üzerine

“Cari Açık”, “Cari Denge”, “Cari Açığın Finansman Kalitesi” gibi kavramlar ülkemizde yıllardır ekonomi haberlerinde duymaya alışkın olduğumuz kavramların başında gelir.

Bu kavramlar üzerinde konuşmadan önce Cari İşlemler Hesabını ve Ödemeler Dengesini (Balance of Payments) tanımakta fayda var. Cari İşlemler Hesabı, Ödemeler Dengesinin en önemli kalemlerinden biridir. Aslında Ödemeler Dengesi dediğimiz tabloyu bir bilançoya benzetebiliriz. Bu bilanço bize belirli bir dönem içindeki dış ekonomik ve finansal ilişkileri gösterir. Diğer bir ifade ile ödemeler dengesi, ülkedeki yerleşiklerin (hükumet, bankalar, şirketler ve kişiler), diğer ülkedeki yerleşikler ile ekonomik ilişkilerini raporlar. Nasıl bir şirket bilançosunun bir tarafında şirketin varlıkları, diğer tarafında ise borçları ve özsermayesi varsa, ödemeler dengesinin de bir tarafında Cari İşlemler Hesabı, Sermaye Hesabı, Net Hata ve Noksan, diğer tarafında ise Finans Hesabı ve Rezerv Varlıklar bulunmaktadır. Buradan hareketle tıpkı bir bilanço denkliği gibi, Cari İşlemler Dengesi, Sermaye Hesabı ve Net Hata ve Noksan; Finans Hesabı Dengesi ve Rezerv Varlıklara eşittir.

Cari İşlemler Hesabı ise ülkenin yabancı ülkeler ile olan mal ve hizmet ticaretini içerir. İthalat ve İhracat arasındaki fark, dış ticaret dengesi olarak anılırken uluslarararası bankacılık ve sigortacılık faaliyetleri, turizmden elde edilen gelir ve giderler, inşaat, eğitim gibi hizmet gelir giderleri de yine bu hesap altında izlenmektedir. Ayrıca daha önceden yapılmış yabancı yatırımların kar transferleri, kar payı ve faiz ödemeleri, yurtdışında yerleşik işçilerin gönderdikleri işçi gelirleri de bu hesapta yer almaktadır.

Türkiye gerek enerjide dışa bağımlılığı nedeniyle, gerekse ürettiği malların katma değerinin çok olmaması ve ihracatı ithalatını karşılamaması nedeniyle yapısal olarak cari açık veren bir ülke konumundadır. Yani cari işlemler dengesinde ithalat için yurt dışına çıkan döviz, ihracat ve turizm ile yurt içine giren dövizden daha fazladır.

Konu bilanço perspektifinde ele alındığında, dengenin bir tarafında açık kalan dövizin, dengenin diğer taraftaki “Finans Hesabı” ya da “Rezerv Varlıklardan” finanse edilmesi zorunluluğu karşımıza çıkar. Rezerv varlıklar ülkenin sahip olduğu Parasal Altın, Özel Çekme Hakları (SDR) ve IMF nezdinde rezerv opsiyonudur.

Bu durumu en basit şekilde şöyle ifade edebiliriz. Hepimizin birlikte yaşadığı ve tüm gelir ve giderlerin ortak bir havuzda olduğu bir ev düşünelim. Bu evde yaşayanların bir kısmı döviz cinsinden gelir elde ederken elektrik, kira gibi giderlerin de bir kısmı döviz cinsinden, ayrıca evimizde içi döviz dolu da bir kasa var. Eğer evin aylık toplam döviz girdisi, döviz çıkışını karşılamıyorsa, ya yeni döviz girişi yaratacak gelirler elde etmemiz lazım ya da sürekli o içi döviz dolu kasayı “tırtıklamamız” lazım, ta ki döviz kasası boşalana kadar… Öte yandan ekonominin en temel prensibi ile konuya baktığımız da şunu da düşünmemiz gerekir; evimize sürekli ödememiz gerekenden az döviz girmesi, sürekli olarak dövize olan talebi arttıracağından döviz değer kazanırken, yerli para da değer kaybedecektir.

İşte sürekli olarak cari açık vermek, cari açığın finansman kalitesi sorusunu karşımıza çıkartmaktadır. Az önce değindiğimiz gibi Finans Hesabından ve Rezerv Varlıklardan finanse edilen cari işlemler dengesindeki açık, ne şekilde finanse edilirse ekonomi daha stabil, daha az kırılgan hale gelir, dış ve iç spekülatif şoklardan daha az etkilenir? Bunun için finansman yöntemlerinden biraz bahsetmek gerekiyor. Finans Hesabını oluşturan iki büyük döviz kaynağı Doğrudan Yatırımlar ve Portföy yatırımlarıdır. Doğrudan yatırımlar kavramsal olarak bir ülkeye giren yabancı sermaye yatırımlarını gösterir. Bu durum yabancı şirketin ülkemizde yatırım yapması, fabrika kurması, burada kurulu bir firmayı satın alması ya da (min.%10) ortak olması şeklinde özetlenebilir. Sıcak para girişi olarak da adlandırılan portföy yatırımları ise yabancı yatırımcıların, ülkemizde ihraç edilmiş kamu ve özel sektör bono ve tahvilleri ile hisse senetlerine yaptıkları yatırımları içerir.

Az önce bahsettiğim her iki finans kaynağı da ülkeye döviz girişi sağlayarak, hem cari işlemler dengesindeki açığın finansmanı, hem de döviz arzının artıp, yerli paraya olan talebi arttırmada fayda sağlar. Ancak, Doğrudan Yabancı Yatırımlar uzun vadeli, geri kaçışı nispeten zordur. Yukarıdaki grafikte de mavi ile gösterilen yabancı yatırımların daha stabil oldukları, siyahla gösterilen portföy yatırımlarının ise görece olarak daha oynak oldukları görülecektir. Grafik incelenirken unutlmaması gereken diğer bir durum ise, bilanço karakteri gereği negatif değerlerin giriş, pozitif değerlerin ise çıkışı temsil ettiğidir. Öte yandan portföy yatırımları genellikle çok kısa vadeli olarak gerçekleşirken, olası bir çalkantıda zarar pahasına dövizin ülkeden çıkması son derece kolaydır. Ayrıca doğrudan yabancı yatırımlar, ülkeye döviz ile birlikte know-how ve teknoloji girişi de sağlar. Burada fabrika açan yabancı yatırımcı hem üretim metodunu, hem üretim teknolojisini getirir, hem istihdam yaratır, hem de çevresinde bir yan sanayinin oluşmasını sağlar. Portföy yatırımlarının bu tip istihdam arttırıcı etkileri ise son derece dolaylıdır. Özellikle 1994 Meksika ve 1997 Asya krizinde sıcak para akımlarının etkisi de unutulmamalıdır.

Gerek vade, gerek ülkeden kaçışın zorluğu gibi faktörler ele alındığında bir ülkenin cari açığını finanse etmesinin daha kaliteli yolu, portföy yatırımlarından ziyade doğrudan yabancı yatırımlardır. Bu nedenle cari açığın finansman kalitesi dediğimiz zaman akla gelen, doğrudan yabancı yatırım çekmek olacaktır.

Durumu geneli itibarı ile ele alacak olursak, enerjide dışa bağımlılığımız azalmadıkça cari açık vermemiz kaçınılmazdır. Bu sebeple uzun vadeli hedeflerde mutlaka enerjide dışa bağımlılığın azalması gerekmektedir. Enerjiden kaynaklı cari açığı bir veri olarak kabul ettiğimizde ise ekonomi politikaları, portföy yatırımı çekmekten ziyade doğrudan yabancı yatırımları teşvik edici nitelikte olmalıdır.

7 YORUMLAR

Bahadır Eren

yaklaşık 3 sene önce

Değerli bilgiler için çok teşekkürler hocam.

Cevapla

Emir OTLUOĞLU

yaklaşık 3 sene önce

Bahadırcım, güzel yorumun için teşekkür ederim.

Cevapla

Adnan Alican Demirhan

yaklaşık 3 sene önce

Emir Abicim, Bu güzel ve faydalı yazı için teşekkür ederim. Ellerine sağlık.

Cevapla

Emir OTLUOĞLU

yaklaşık 3 sene önce

Alican'cım çok teşekkür ederim güzel yorumun için, fayda sağlamasına sevindim.

Cevapla

Şeref BAKIRCI

yaklaşık 3 sene önce

Emir'cim kalemine( klavyene :) ) sağlık, gerçekten kapsamlı ve faydalı bir makale olmuş. Nicelerini kaleme alman dileği ile... Sevgiler,

Cevapla

Emir OTLUOĞLU

yaklaşık 3 sene önce

Şeref'cim çok teşekkür ederim güzel dileğin ve yorumun için. Faydalı olmasına sevindim sevgili dostum...

Cevapla

YORUM BIRAK

Yorum yapabilmek için zorunlu alanları doldurmanız gerekmektedir.
Belirteceğiniz e-posta adresi yayınlanmayacaktır.